Güneş & Ay Yoga Okulu Güneş & Ay Yoga Okulu
Menu
  • Ana Sayfa
  • Hakkımızda
    • Güneş & Ay Yoga Okulu
    • Guru Parampara
    • Eğitmenlerimiz
    • Yoga Nedir?
      • Yoga Nedir?
      • Yoga Türleri
      • Yoga’nın 5 Adımı
      • Güneş’e Selam (Sūrya Namaskaraṁ)
      • 12 Temel Poz
      +
    +
  • Kurslar
    • Ne Öğretiyoruz?
    • Hatha Yoga Kursları
    • Meditasyon Kursları
    • Yoga Felsefesi Kursları
    • Anatomi Kursları
    • Çocuk Yogası Kursları
    +
  • Uzmanlık
    • 240 Saat Temel Seviye Yoga Uzmanlık Programı (RYT-200)
    • 380 Saat İleri Seviye Yoga Uzmanlık Programı (RYT-300)
    • 50 Saat Pranayama Uzmanlaşma Programı Temel Seviye
    • 60 Saat İleri Seviye Pranayama, Mudra, Bandha Uzmanlaşma Programı
    • 40 Saat Çocuk Yogası Uzmanlık
    • Vedik Ezgi ile Mantra Eğitimi (Vedic Chanting)
    +
  • Sadhana/İnziva
    • 21 Gün Sadhana
    • Erdem Korkmaz ile Gevşeme, Nefes ve Meditasyon Çalışmaları
    • Damla Dönmez ile Sadhana Buluşmaları
    +
  • Dükkan
  • Kaynaklar
    • Kitaplar
    • Makaleler
    • Sanskrit Yoga Sözlüğü
    • Yoga Kitap Öneri Listesi
    +
  • Hesabım
    • Giriş Yap / Üye Ol
    • Bize Ulaşın
    +

Gerçek Öğretmen

HomeMakalelerGerçek Öğretmen
15 Oca

By Website Administrator

No Comments

In Makaleler

Gerçek Öğretmen

Yazan: Swami Dayananda, Çeviren: K. Oya Paker

Dakshinamurti

Kurumlar çalışanlarının kurumun vizyonuna olan bağlılığı ve adanmışlığı sayesinde yükselir. Kurum oluşturan tek bir kişi değildir. Bir tek kişi bir vizyona sahip olabilir, belki liderlik yapabilir ama kurumu asıl oluşturan insanlardır. Benzer şekilde, gerçeği konuşacak okulu kurumsallaştıranlar okuldaki öğrenciler değildir. Kurumu oluşturanlar öğretmenlerdir. Her zaman bir Gurukula1 vardı fakat hiçbir zaman bir Vidyarthikula2 olmadı. Öğretmenlerin kalibresi bir öğrencinin öğrenme sürecinde fark yaratır. Her zaman bir insanı iyi bir öğretmen yapan birkaç şey bulurum. Ben kendim eğitimli bir öğretmen değilim ve hiçbir zaman öğretmen yetiştiren bir okula gitmedim. Vedanta3 öğretimi için böyle bir okul yok, yine de ben bir öğretmenim. Kendimi öğretme yolunda bir öğretmen olarak buldum ve bu süreçte birkaç öğretmenin ortaya çıkmasından da sorumluyum.

Öğretmenliğin bir meslek olduğu kanaatinde değilim. Meslekler arasında öğretmenlik mesleğinin en asil meslek olduğunu sık sık duydum. Bazı meslekler vardır, o mesleği icra eden profesyoneller müşteri kitlelerinin üzerinde söz sahibidir. Eğer öğretmenseniz ve profesyonelseniz o zaman bir müşteri grubunuz olmalı. Öğretmenin müşterileri kesinlikle öğrenciler olacaktır ama “müşteri” olduklarında artık onlara öğrenci diyemezsiniz.  Bu bakıştan ‘sınıfımda kırk müşterim var’ diyemeseniz de onlar müşteridir. Özel ders veriyor olsanız bile sizden ders ve yardım alanlara müşteri diyemezsiniz. Bunun kıymetini iyi bilmelisiniz. Bir avukat ya da doktorun müşterisi vardır. Bir doktora gelen hastalar, dosyaları onda olduğu sürece kendisinin müşterisidir. Doktorlar hizmet satar. Hatta bir astroloğun da müşterileri olduğu vardır.

Bunların hepsi meslektir. Her biri, bir bedel karşılığında kendi uzmanlığını bu uzmanlığı talep eden kişiye sunar. Anne ya da baba olduğunuzda, anne ve çocuk ya da baba ve çocuk arasında bir ilişki vardır. Bir profesyonel ile bir müşteri arasında da bir ilişki vardır ancak bu ilişki parasal bir ödeme ile kurulur. Bu nedenle de müşteri her zaman profesyoneli değiştirebilir ve profesyonel de müşteriden daha fazlasını talep edebilir. ‘Size hizmet veremem’ diyebilir çünkü bu ilişki para karşılığı kurulmuştur. İlişki budur. Aslında müşteriler bu ilişkiyi severler. Bugünlerde sporcular bile profesyonelleşti ve kendilerini ‘Profesyonel bir kriket oyuncusuyum’ ya da ‘Profesyonel bir tenis oyuncusuyum’ şeklinde ifade ediyorlar.

Bir annenin çocuğuyla ilişkisinde, onun annesi olmasından başka herhangi bir neden yoktur. Bu, kan bağı ya da seçim yoluyla kurulan bir ilişkidir, anne bir çocuk yetiştirmeyi seçmiştir. Biyolojik anne olmasa bile anne rolünü oynar. Bu ilişki belirli bir özen, şefkat ve sevgi anlamına gelir. Kimse anneyi değiştiremez ve ‘Annem eskidi, modası geçti, modern değil, o bir köylü ve ben modern bir annem olsun istiyorum’ diyemez. Gazeteye ‘Anne Aranıyor. Şu ve şu niteliklere sahip yeni bir anne istiyorum’ diye ilan veremez. Bu mümkün değildir çünkü “annelik” bir profesyonel değildir.

Karı koca ilişkisi bile para sayesinde gerçekleşmez.   Bir ev hanımı atayamazsınız. ‘Aranıyor. Ev Hanımı Aranıyor’, bu şekilde ilan veremezsiniz. Bugünlerde bir hanımefendiye ‘Ne iş yapıyorsun? dediğimde, “Swami Ji, sadece bir ev hanımıyım” diyor. Cevap ‘Ev hanımıyım’ değil, ‘Sadece bir ev hanımıyım’ oluyor. Belli bir özür dileme tavrı var. Diyelim ki bu hanım bir işe girdi ve sonuç olarak evin işleri bir başkası tarafından yapılacak, o zaman bir hizmetçinin olması gerekir. Her zaman bir hizmetçi atayabilirsiniz ama asla bir ev kadını atayamazsınız. Ev kadını olmak bir bağlılık içerir ve bu nedenle profesyonel eşler, kocalar, anneler, kızlar ya da oğullar olmaz, olamaz. Aynı şekilde, sanırım ne profesyonel öğretmen ne de profesyonel öğrenciden söz edemeyiz. Öğretmen-öğrenci ilişkisi belli bir kabulden doğar. Bu rolü kabul edersiniz ve öğretmen olursunuz.

Batı’da seyahat ettiğimde bana sık sık “Guru musunuz?” diye sorarlar. Nasıl cevap vermem gerekiyor? Bir guruyum diyemem. Ben sadece öğrenciler için guruyum ve genel bir “guru” diye bir şey yok. Jagadguru, “evrensel-guru” diye bir şey yoktur çünkü bir guru olmak “ilişkiye” dayanır. Eğer biri ‘Sen benim öğretmenimsin’ derse, o zaman ben onun için bir öğretmenimdir. O zamana kadar ise değilim.

‘Ben bir Swami’yim’ diyebilirsiniz.

“Sen bir sannyasi4 misin?

“Evet”.

Ama bana “Sen bir guru musun?” diye soramazsınız.

Eğer benim sisya’m yani “öğrencim” iseniz, ben guru’yum. Ormandaki sürgün döneminde, Krsna birkaç yıl boyunca ve pek çok vesileyle Arjuna’yla birlikte oldu ama Arjuna Krsna’ya asla guru’m demedi ya da kendisinden bir sisya (öğrenci)olarak bahsetmedi. Belki de Krsna’yı bir arkadaş, filozof ve rehber olarak gördü. Savaş alanında kendi halkını öldürmeyi düşünemediğinde, Arjuna kendini bir sisya‘ya dönüştürdü ve tavrını değiştirdi. Sisya, yogya olan yani en azından kendisine göre bir sisya olmaya “yeterli nitelikleri” olan kişi anlamına gelir. Arjuna kendisinin öğretilmeye uygun olduğunu ve bunu hak ettiğini düşünür, bu yüzden de kendisini sisya olarak adlandırır. Şimdi bu hiç de tek taraflı değildir.

Bu, ‘Ünlü bir film yıldızı aktrisle evlenmemin yüzde ellisine karar verildi’ demek gibi bir şey olur.

Arkadaşın sorar, ‘Ne! Nasıl? Onunla konuştun mu?’

“Hayır.

“Telefon ettin mi?

“Hayır.

“Oh! Ona e-posta gönderdin mi?

‘Hayır ama onunla evlenmeye karar verdim. Evlenmek için iki kişi gerekir, bu yüzden evliliğin yüzde ellisinin tamamlandığına ve diğer yüzde ellisinin henüz tamamlanmadığına karar verdim’.

Arjuna ‘Ben senin śiṣya’nım’ dedi, yani yüzde elli bitti ama kişi sadece bir guruya bağlı olarak, bir gurunun olması durumunda sisya’dır. Gurunun kabul etmesi zorunludur. İlah Krsna onu bir sisya olarak kabul etti ve ona öğretti, dolayısıyla Krsna da ancak Arjuna onu öğretmeni olarak gördüğünde bir guru oldu.

Bu çok önemli bir gerçeği ortaya koyar, hiçbir öğretmen kendi başına bir öğretmen değildir. Öğretmen, öğretmek için belirli bir kapasiteye veya eğitime sahip olan kişidir. Eğitimin kendisi size öğretme becerisi kazandırmaz ve öğretmeyi seven bir kalbe sahip olmanızı kesinlikle sağlayamaz. Öğretme kalbi, becerisi ya da kabiliyeti olmayan pek çok eğitimli insan vardır. Öğrenciye öğretmek için gereken bağlılığa sahip değillerdir. Bu tıpkı dördüncü çocuğu yetiştirirken sürekli olarak ‘Seni hiç istemedim. Seni hiç istemedim ama yine de geldin’ demek gibidir. Bu, bir annenin bir çocuğa yapabileceği en kötü şeydir. Bu ifade sadece bir kez söylenmiş bile olsa çocuk hayatı boyunca bu şekilde hissedecektir. Bir kez bile ‘Seni hiç istemedim’ demek yeterlidir. Üstelik bu anne olmak değildir. Bir çocuğunuz olduğunda bu size verilmiş bir lütuftur ve dört ya da beş olması hiçbir şeyi değiştirmez. Bir çocuğunuz daha olduğu için sevginiz ve özenli ilginiz bölünmeyecektir. Bunlar her zaman tam ve eksiksizdir. Sevgi ve özenli ilgi anneyi anne, çocuğu da anneye saygı duyan bir çocuk yapar. Aynı şekilde, bir öğretmen de sadece belli bir bağlılık ve taahhütle öğretmen olur.

Taahhüt size aittir ve bu bir seçimdir. Öğretmen rolünü üstlenmek zorunda değilsiniz. Ama bir kez öğretmen rolünü üstlendiğinizde, o rolü oynamak zorundasınız. Sözgelimi anne olduğunuzda, artık ‘anne rolünü oynamak istemiyorum’ diyemezsiniz. ‘Oğul ya da kız rolünü oynamak istemiyorum’ da diyemezsiniz. Bu ifadeyi kullanamazsınız çünkü ortada bir seçim söz konusu değildir. Bazı rollerle ilgili olarak hiçbir seçeneğiniz yoktur. Öte yandan, koca ya da eş rolünü oynamanız gerekmez. Sizin için öylesi daha iyiyse bekar kalabilirsiniz, bu sizin seçiminizdir. Öğretmen rolü de seçime bağlıdır. Öğretmen olabilirsiniz, ama zorunda da değilsiniz. Ancak, öğretmen rolünü üstlendikten sonra, sizinle bağlantılı biri vardır çünkü bir öğrenciye bağlı olmadan öğretmen olamazsınız. Bir kuruma bağlı olsanız bile öğretmen değilsinizdir. Yalnızca öğrenciye bağlı olduğunuzda bir öğretmensinizdir ve çok kutsal bir rol oynarsınız. Çocuk size öğretmeni olarak bakar. Şöyle diyebilirsiniz: ‘Hayır! Bu çocuklar beni saymıyor. Tavana (havalara) bakıyorlar. Sadece beni eleştiriyorlar’. Bunların hepsi doğru olabilir. Yine de size bakmaları ve saygı duymaları beklenir. Öğretmen bir şeyler öğretirken, öğrettikleri sıkıcı değilse, öğrenci neden tavana baksın? Bazı öğrencilerin arka plan da dahil olmak üzere belirli sorunları olabilir. Bu öğretmenin her zaman yetersiz olduğu anlamına gelmez; öğrenciler her biri gerçekten öğrenmek istese de bazen hata öğrencilerdedir.

Hiçbir zaman bir çocuğun öğrenme kabiliyeti olmadığını söyleyemeyiz. Çocuğun zihni üzerine siz bilgiyi eklemezsiniz. Öğrenme böyle olmaz. Bir bilgi üstyapısı oluşturarak bunu öğrencinin ya da çocuğun zihnindeki levhaların üstüne oturtamazsınız. Bilgi cahilin zihni üzerine bindirilirse, cehalet ve bilgi bir arada var olacaktır. Birlikte yaşayacaklardır çünkü zemin cahildir ve siz bunun üzerinde bilgi yaratıyor olacaksınız. Cehalet ve bilgi nasıl aynı yerde olabilir? Bilgi ve cehalet ışık ve karanlık gibi birbirine zıttır, öyleyse bilgi uyandığında cehalet gider. Bu yüzden gerçekte bilgi yaratmıyor, yalnızca cehaleti ortadan kaldırıyorsunuz. Bu bizim sastra’mızda5 ve aynı zamanda bir öğretmenin tutumunda son derece önemli bir şeydir; çok önemli rolü olan olgusal bir gerçektir.

Eğer bir öğretmen kendini ‘Ben bilgi yaratmıyorum. Sadece cehaleti ortadan kaldırmaya çalışıyorum’ şeklinde kabul ederse, çocuğu ‘Sen cahilsin, sen aptalsın.’ diyerek kınayamaz. Bunu hiçbir yolla yapamaz çünkü öğretmenin görevi cehaleti ortadan kaldırmaktır. Diyelim ki şöyle diyorum: ‘Bu kişinin cehaletini ortadan kaldırmakta zorlanıyorum. Diğer kişinin cehaletini gidermek belli ki kolay ama bu kişinin cehaletini gidermek zor.’ Belki benim işim biraz daha zorlaşır. Sadece cehaleti ortadan kaldırdığım için, çocuğu öğrenme yeteneğinden yoksun olmakla kınayamam. Çocuğu kınayamadığımdan olsa olsa öğretemediğim için kendimi kınamış olurum. Bunu yapmama da gerek yok. Bu sadece güçlükle mücadeleye girişmek olur ama buna bir tür yaratıcı zorluk olarak bakmak mümkün. İnsanlar neden dağların zirvelerine tırmanır ve risk alır? Zirve yapmak için günlerce dağa tırmanır. Günler yürümekle, düşmekle ve benzeri şeylerle geçer, sadece on dakikalığına zirveye çıkıp tekrar aşağı inmek için. Bu ne demek oluyor? En azından orada kalsalar sorun yok ama orada kalmıyorlar. Geri dönüyorlar. Bu onlar için bir macera.

Öğretme işi yaratıcı bir maceradır. Eğer öğrenci bir şeyi anlamakta zorlanıyorsa ve siz de ‘Ben öğretmen rolü oynuyorum. Kendimi öğrenciye adadım’ gibi bir tutumunuz varsa, o zaman araya başka hiçbir düşünce girmez. Bu para için değildir. Güç için değildir. Kontrol için değildir. Kontrol bir diğer sorundur çünkü pek çok insan için sevgi, kontrol anlamına geliyor. İnsanlar için ‘Seni seviyorum’ demek, ‘Lütfen otur ve yerinden kalkma. O tarafa ya da bu tarafa bakma çünkü seni seviyorum’ demektir. Sevgi sıklıkla kontrol ile eş tutulmaktadır. Dahası, eğer çocuklar itaat etmiyorlarsa, ebeveynler sırf itaat etmedikleri için çocukları tarafından sevilmediklerini düşünürler. Bizim için sevgi ve kontrol özdeştir. Bu çok büyük bir meseledir. Evliliklerin çoğu, sevgi ile kontrol birbirinden ayırt edilmediği için zora düşer. Benim ilgilendiğim şey ise çocuğun kontrolü değil. Ben çocuğun kendisini kontrol edebilmesini anlamasını sağlamaya çalışıyorum. Öğretme budur.

Dolayısıyla öğretmen ve öğrenci arasında bir ilişki vardır ve bu bir seçim ilişkisidir. Belirli bir zamanda bir kişi, öğretmen rolünü oynamayı seçer. Eski günlerde bir kişi öğretmen olduğunda, bir Gurukula işlettiğini beyan eder, bunu duyan öğrenciler farklı yerlerden gelirdi. Günümüzde ise sınıfları olan bir okulunuz var; öğretmenler içeride kalırken öğrenciler sınıfa girip çıkıyor. Benzer bir sistem daha eski Gurukulalar’da da vardı. Öğrenciler gelir, belli bir süre eğitim görür ve giderlerdi. Sonra başka bir grup öğrenci gelirdi. Bu hep böyleydi; öğretmenler öğrencilerin ilerlemesine yardımcı olmak üzere orada kalırdı. Bu sistemde seçim sizin. Öğretmen olmayı seçmeniz, bir çocuğun hayatında öğretmen rolünü oynamayı seçmeniz demektir.

Derslerimde asla bir sınıfa hitap etmiyorum. Burada Samasti, yani “ortak hitap” yoktur. İnsanları davet ettiğimizde samasti-bhojan yaparız ve “hep birlikte yemek yeriz”. Samasti-bhojan’ı gözlemlediğimde herkesin yemeğini bireysel olarak yediğini görüyorum. Bu Samasti-bhojan değildir. Yani burada söz konusu olan, bir kişi besleniyor ve herkes beslenmiş oluyor değildir. Böyle bir şey yok. Benzer şekilde bir derslik vardır ama bir “sınıf” yoktur. Sadece ilişkide olduğunuz öğrenciler vardır. Mesleki olarak değil, daha ziyade kalp ve bir bağ ile ilişkilisinizdir. Her bir öğrenci sizinle ilişkide ve siz bu çocuğun hayatında çok önemli bir rol oynuyorsunuz. Sınıfınızda otuz öğrenci varsa, otuz kişiyle ilişki kuruyorsunuz demektir. İnsan bu şekilde ilişki kurmalıdır. Ben bunu yapıyorum ve işe yarıyor. Bireysel olarak ilişki kurmanız her zaman işe yarar. Bir “sınıfla” ise ilişki kuramazsınız. Hep tekillerle, bireylerle ilişki kurabiliriz. Ben hep böyle yapıyorum ve gerçekten işe yarıyor. “Öğretmenlik” rolü bir sınıfla ilişkiniz olduğu anlamına gelmiyor, tek tek bireylerle ilişkiniz olduğu anlamına geliyor. Dolayısıyla, sorumluluğunuz aslında son derece açık.

Sorumluluk, bir otorite tarafından ‘Bunlar sizin sorumluluklarınızdır’ şeklinde ifade edilebilir. Size verilen iş budur ve bu sorumluluğu yerine getirmeniz gerekmektedir. Öte yandan, bir öğretmen için bu tür bir sorumluluk söz konusu değildir. Öğretmen öğrenci ilişkisinde öğretmen için bir taahhüt vardır. Eğer varsa, sorumluluk “öğretmektir” ama öğretmek gerçekten bir sorumluluk olarak kabul edilebilir mi? Ben bunu bir sorumluluk olarak görmüyorum. Çocuğunuzu yetiştirirken bunu bir sorumluluk olarak görmezsiniz. Bu sizin sevginizdir ve sevgi birileri tarafından verilen bir şey değildir. Bunu size bir otorite vermemiştir. Sevginiz, ilginiz ve şefkatiniz sizi çocuğa bağlı tutar ve herhangi bir zamanda yapılması gerekeni yapmanızı sağlar. Benzer şekilde, kendinizi öğretmen olarak görüldüğünüz veya öğretmen rolünü benimsediğiniz bir durumda bulduğunuzda, rolünüzün ne olduğu çok açıktır. Bir rolün olduğu her yerde bir senaryo da olacaktır ve bu örnekte senaryo çok açıktır. Öğrenci önünüzdedir ve sizin öğrencinin aradığı şeyi görmesini sağlamanız gerekir. Sizin işiniz bu ve aynı zamanda, bu bir iş değil. Bu çok yaratıcı bir çalışmadır. Bu öğrencilerle birlikte çalışmaktır. Öğrencilerle çalıştığınızda, öğretmen rolünü oynadığınızda, parayla satın alınamayacak belirli bir tatmin vardır. Bu öğretmenin tatminidir. Söylediğiniz bir şeyi net bir şekilde anladığında bir çocuğun gözlerinde gördüğünüz o ışıltı, kazandığınız ücrettir. Görüyorsunuz, öğretiyor olmanın kendisi bir ödüldür.

Öğretmenin de yaşaması gereken bir kendi hayatı vardır. Bir annedir ve kendi çocukları da üniversiteye ya da okula gitmektedir. Ödemesi gereken kirası ve faturaları vardır; bu da kurum tarafından halledilmesi gereken başka bir husustur. O çocuklarla ilgilenir ve kurumun da olası kendi sınırlamaları içinde kendisiyle ilgilenmesine izin verir. Tüm durumu bu şekilde değerlendirmeliyiz. Bu çok önemli ve ben bunu her yerde, her okulda söylerim çünkü ben bir öğretmenim. Dünya üzerinde hiç kimse paylaştığınız herhangi bir Vidya, bir “bilginin” size karşılığını veremez. Sizin ödemeniz, anlamanın ardından bir öğrencinin gözlerindeki sevinç ışıltısıdır. Bir öğretmen her zaman öğretmen olarak parlar. Yıllar sonra eski öğrencilerinizden bazılarıyla karşılaşabilirsiniz. Dünyanın her yerinde olurlar, bazıları Meksika’da, bazıları New Mexico’da fakat nerede olurlarsa olsunlar onlarla bir yerde karşılaştığınızda ve size nasıl baktıklarını ya da hakkınızda ne düşündüklerini gördüğünüzde, belli bir memnuniyet, tatmin yaşarsınız. Onlarda bir sevgi, belli bir saygı ve duygusal yakınlık görürsünüz ve insanın ihtiyacı olan tek ödeme de budur.

Dolayısıyla hiç kimse tarafından satın alınamayacağınızı kabul etmelisiniz. Hiçbir eş, koca, anne, erkek ya da kız kardeş satın alınamaz çünkü bunlar bir ilişkiye dayanır. Dahası bir öğretmen de bir ilişkiye dayalı var olur ve bu oluş satın alınamaz. Bu gerçeği bir kez anladığınızda, sorumluluklarınız çok belirgin hale gelir. Kimse size müfredat vs. hakkında bilgilendirme dışında bir şey söylemek zorunda değildir. Bu, uygulanması gereken bir müfredat, öngörülmüş bir yöntem ve işlenmesi gereken çok sayıda ders olmasına rağmen gayet açık bir senaryoya dayalı oynanmak zorunda olan bir roldür. Bunların hepsi yapılması gereken rutinlerdir ve senaryonun bir parçasıdırlar. Ancak asıl rol, çocuğun sizin gördüğünüzü görmesini sağlamaktır. Bir kişi bir konuşmamı dinledikten sonra bana geldi ve “Swamiji, senin gördüğünü benim de görmemi sağlayabilir misin? Senin bildiklerini benim de bilmemi sağlayabilir misin?” diye sordu. Ben de dedim ki: “Her zaman yapmaya çalıştığım şey bu fakat görmeni sağlayıp sağlayamayacağımı bilmiyorum, sadece denemeye devam ediyorum.” İşte olması gereken budur ve öğrenci de öğretmene bu şekilde yaklaşmalıdır.

Her rolde, belirli görevler ve hesap verebilirlik olduğunu görürsünüz. Kişi yapması gerekenleri yapmak ve bunların hesabını vermekten mükelleftir, dolayısıyla kuruma karşı yükümlüdür, ebeveynlere karşı yükümlüdür ve topluma karşı da yükümlüdür. Ayrıca kendinize karşı da yükümlüsünüz ve işinizi iyi yaptığınızı düşünmelisiniz. Eve geldiğinizde suçluluk duygusu ya da ‘Ben kötüyüm.’ düşüncesi olmamalıdır. Dolayısıyla öğrenciye olan taahhüttünüz, öğretmeye hazır olduğunuz anlamına gelir. Öğrettiğiniz konu hakkındaki bilginiz eksiksiz olmalıdır.

Anlamadığınız bir şeyi bilen birine sormanızda hiçbir sakınca yoktur. Her ne kadar öğretmenlerin kendi aralarında bu çok zor olsa da sürekli olan sorun “Benim hakkımda ne düşünecekler?” sorusudur. Onlar sizin dürüst olduğunuzu düşüneceklerdir, hepsi bu ama siz ‘Benim sersem olduğumu düşünebilirler’ diyorsunuz. Ancak ve ancak konuyu olması gerektiği gibi öğretmediğinizde böyle bir şey düşüneceklerdir ve öğrenciler de aynı şekilde hissedeceklerdir. Bu nedenle dersi düzgün bir şekilde hazırlamakta fayda var. Bir konuda hem bilgisiz olup hem de onu öğretemezsiniz, bu doğru değildir. Derslerinizle ilgili olarak titiz olun çünkü ne kadar titiz, eksiksiz ve kendinden emin olursanız, öğrenciler sizi sevecektir. Öğrenciler anlattıklarında net olan öğretmeni dinlemeyi sever; her öğrenci için bu aynıdır. Konunuzla ne kadar eksiksiz olursanız, siz ve öğrencileriniz o kadar memnun olursunuz. Yani kendinizden yükümlüsünüz. Durum budur. Bir öğretmen rolünü oynuyorsunuz ve işinizi iyi yapıyorsunuz. Aslında bu bir iş değildir, manevi bir haz, keyiftir.

Bir öğretmenin yükümlülüğünün bu olduğunu düşünüyorum. Tabii ki kurumu hepiniz oluşturuyorsunuz. Kurumun sahip olduğu onur ve saygı da sizin hakkınız, hepsi size ait. Çeşitli başarıların yanı sıra sınırlamalar da size ve sizin aracılığınızla öğrencilere aittir. Öğrencilerin başarısı hiçbir şeydir; gerçekte konuşan sizin başarınızdır. İşte bu yüzden diyorum ki öğretim kurumları aslında sadece içindeki öğretmenlerden ibarettir. Orada öğretmenlerden daha gerçek başka hiçbir şey yoktur.


1 Gurukula: Guru + kula Sanskrit kelimelerinden oluşur. Guru, öğretmen, Kula, aile/ev anlamında gelir. Böylece Usta-Çırak şeklinde bir öğretmenin ailesi, evi altında bir yaşam biçimi dahilinde öğrenimi kast eder. Hindistan’ın ve pek çok kadim medeniyetlerin eski zamanlardaki öğrenme şeklidir. Modern zamanlardaki eğitim sistemi gibi yaşam biçimi ile alınan bilgi birbirinden ayrı değildir.

2 Vidyartha: Kurum anlamındadır. Böylece kurumların tek basına bir soyağacı yaratmadığını onun altındaki insanların bu devamlılığı kurduğunu belirtmektedir.

3 Hint felsefesinin temel metinlerinden Veda’ların son kısmı olan Upanişad’ların aktardığı felsefeye verilen bir diğer isim. Kendilik, Hakikat bilgisini aktarır. Benliğin tüm Varoluşla bir ve özdeş olduğunu ifade eder.

4 Sannyāsa, “terk, münzevi yaşam, keşişlik” anlamına gelir. Hint kültüründe sannyāsa alan kişilere Swami diye hitap edilir.

5 Kurallar, el kitabı (ç.n.)

K. Oya Paker

KRIYA © 2016. Made by DesignThemes.
380 Saat İleri Seviye Yoga Uzmanlık Programı 18 Temmuz'da Başlıyor!!!

Damla Gayatri Dönmez

2008 yılında İTÜ Makine Mühendisliği’nden mezun oldu. Ancak, Felsefeye olan derin ilgisi sebebiyle, önce İTÜ Siyaset Çalışmaları Yüksek Lisans, daha sonra Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü Doktora Programını tamamladı. Akademik Felsefe ile sorgulamaları ve amatör bir şekilde Tiyatro Oyunculuğu ile ilgilenmesi esnasında Yoga hayatına dahil oldu ve yaşam biçimine dönüştü.

Yoga Eğitmenlik Eğitimini, Sivananda Yoga Vedanta Merkezinden, UttarKashi, Himalayalar, Hindistan’da aldı. Robert Moses, Swami Govindananda, Anne Winkler, Swami Haribrahmandrananda gibi öğretmenler ile eğitimine devam etti. Hindistan Eğitim Bakanlığına bağlı Online Eğitim Portalı NPTEL ile Kharagpur Üniversitesi bünyesinde Prof. Anuradha Choudry eşliğinde “Sanskrit Konuşma Dili: Temel ve Orta Seviye” eğitimini 2021 yılında, “Sanskrit Konuşma Dili: İleri Seviye” eğitimini 2022 Nisan ayında tamamladı. Krişnamaçarya Healing & Yoga Institute bünyesinde “Vedik Chanting (Ezgi/Okuma) Eğitmenlik Eğitimini” tamamlayarak, Türkiye’de Vedik okuma konusunda yetkili ilk rehberlerden oldu.

Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde “Yüce Kavramı ve Doğa” başlıklı doktora tezini tamamlamış, bir danışman hocası eşliğinde “Hint Felsefesi” dersi vermiş, Satori Yayıncılık’tan çıkmış “Bhagavad Gita’nın Öğretisi”, “Yoga Darşana: Patanjali’nin Yoga Sutraları & Vyasa Bhaşya”, “Şrimad Bhagavad Gita: İlahi Olanın Ezgisi”, “Tattvabodha: Vedanta Öğretisine Giriş” kitabını çevirmiş, “Şiva Samhita” kitabını hem çevirmiş hem yorumlamıştır. Aynı zamanda “Sanskrit Yoga & Vedanta Sözlüğü’nü” hazırlamıştır. Routledge’den “Philosophy of Play as Life” kitabında Doğu ve Batı Felsefesini karşılaştıran makaleleri yayınlanmıştır. İTÜ, İnsan ve Toplum Bilimleri bölümünde Doktora döneminde Araştırma Görevlisi olarak çalışmıştır.

Yoga yolundaki ilerleyişini sürdürmek ve Yoga’nın faydalarını pek çok insanla paylaşabilmek amacıyla dersler vermekte, Türkiye’de, Himalayalar’da ve Güney Hindistan’da inzivalar ve eğitimler düzenlemekte, öğrettikçe öğrenmektedir.

Fazilet Uysal

Yogaya 2015 yılında başladı. Yoga’nın mat üzerinde bedene gelen etkisinin yanı sıra, zihinsel etkilerinin de derinliğini fark etmesiyle Yoga’da uzmanlaşmaya ve  derinleşmeye karar verdi. 200 Saatlik Temel  Yoga Uzmanlık Eğitimini Nejla Özveren’den Sakarya’da aldı. Hatha Yoga, Hamile Yogası ve Hamak Yogası dersleri verdi. Yoga pratiğinde derinleştikçe hayatının her anına Yoga’nın daha derin etkisi olduğunu keşfetti. Özellikle stres ve zor deneyimlere Yoga’nın sunduğu rehberlik, Yoga felsefesine olan merakını artırdı. 2023’te Damla Dönmez ile 380 Saat İleri Seviye Yoga Uzmanlık programını tamamladı. Yoga Felsefesinde bir öğrenci olarak yaşamı anlamaya, her deneyimi bir öğreti olarak görmeye, böylece Yoga’nın içinde yaşamaya çalışmaktadır.

Leyla Mümin

2013 yılında Atatürk Üniversitesi Coğrafya öğretmenliği bölümünden mezun oldu. Aynı sene Şanlıurfa’da mesleğe başladı. Damla Dönmez rehberliğinde Yoga ile tanıştı. Damla Dönmez’in “İçimdeki Barış Projesi” kapsamında 200 Saatlik Temel Yoga Uzmanlık Eğitimini 2019 yılında tamamladı. Aynı dönem “21 Way Akademi’den” Pilates Level-1 eğitimini tamamladı. Takip eden sürede farklı stüdyolarda Yoga ve Pilates dersleri vermeye başladı. 2023 yılında Damla Dönmez rehberliğinde 380 Saat İleri Seviye Yoga Uzmanlık Programını tamamladı. Derya Çakmak rehberliğinde 40 saatlik Yoga Sekans Hazırlama, Sema Alevcan rehberliğinde ise 40 Saatlik Çocuk Yogası Eğitimlerini aldı. Yoga öğretisinin bütünsel faydalarını kolektif bir dönüşüm niyetiyle paylaşmakta, ve  öğrenciliğine devam etmektedir.

Gülizar Şehitoğlu

Klinik Psikolog / Psikoterapist Gülizar Şehitoğlu Uludağ Üniversitesi Psikoloji bölümünden 2009 yılında mezun oldu. Üniversitenin 2. yılının tamamını Universita di Torino ‘da tamamladı. Lisans sürecinde gelişim psikolojisi alanında araştırma projesine kabul alarak University of Illinois at Urbana-Champaign’de yaklaşık bir dönem boyunca çalışma imkanına sahip oldu. Klinik Psikoloji Yüksek Lisansını İstanbul Aydın Üniversitesi’nde tamamladı. Profesyonel (APT Onaylı) Düzey Deneyimsel Oyun Terapisti ve Süpervizörüdür. International Attachment Parenting eğitmenidir. Yetişkinlerle ağırlıklı olarak Dinamik Yönelimli Psikoterapi, Şema Terapi, EMDR, Somatik Deneyimleme ekolleriyle çalışmaktadır. ISST Onaylı Şema Terapisti, EMDR Avrupa Akredite Terapisti ve Somatik Deneyimleme ® akredite uygulayıcısıdır. Uzun süredir Yoga ve beden çalışmaları hayatında önemli bir yer kaplamaktadır. 2022 yılından beri Damla Dönmez’le birebir çalışmalarına devam etmektedir. 2023 yılında Damla Dönmez’le 380 Saat İleri Seviye Yoga Uzmanlık Programını tamamlamıştır. Yoga yolunda şifa vermeye ve almaya devam etmektedir.

Bahar Özgül

2008 yılı Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümünden mezun oldu. 2009 yılı itibariyle Marmara Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü’nde akademisyen ve fizyoterapist olarak mesleğini icra etmektedir. 2019 yılında Damla Dönmez ile 200 Saatlik Temel Yoga Uzmanlık Eğitimini ve 2023 yılında Güneş & Ay Yoga Okulu bünyesinde ile 380 Saat İleri Seviye Yoga Uzmanlık Programını tamamladı. Bu eğitimlerin yanı sıra Yoga uygulamaları ve Felsefesi üzerine çeşitli kurslar ve eğitimler aldı. Yoga ile ilgili çalışmalarına bireysel, akademik ve çeşitli etkinliklerde gönüllü olarak devam etmektedir.

Melda Kutsal

1993 yılında tıp fakültesinden mezun olarak hekimlik mesleğine başladı. Anestezi ve Reanimasyon Bölümünde uzmanlık yaptı. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nde Felsefe ve Spor Yönetimi okudu. Sağlık Bakanlığı onaylı akupunktur eğitimi aldı. Hep isteğinde olduğu yoga yolculuğuna 2018’de Yol Yaşam Stüdyosunda aldığı 200 saatlik Yoga Eğitmenlik Eğitimi ile başladı. Sonrasında Damla Dönmez ile Hatha Yoga ve Yoga Felsefesi alanında çalışmaya devam etti. 2021 yılında Damla Dönmez ile 380 saat İleri Seviye Uzmanlık Programını tamamladı. Takibinde Berivan Aslan Sungur ile Yoğunlaştırılmış 50 saatlik Temel Yin Yoga eğitimi aldı. Halen Anestezi Uzmanı olarak çalışmaktadır. Değişmez gerçek sabitlik ve şifa arayışında yoga yolunda yaşam boyu öğrenen ve öğreten olmaya niyetlidir.

Yüz Yogası Öncesi Hazırlıklar

Merhaba,

Uygulamalar öncesinde pratiğin verimliliği açısından sizinle paylaşmak istediğimiz bazı önemli noktalar var.

Uygulamalarda;

  • Yüzünüzde makyaj olmaması(en azından cildinizde) çok önemli. Temiz bir cilt ile geliyor olmalıyız.
  • Yüz masajında ise yanınızda soğuk sıkım bir yağ bulundurmanız gerekir ki cildi çekiştirmeden kaslar üzerinde derin doku masajı yapabilelim.
  • Herhangi bir markanın ürününü alabilirsiniz. Üzüm çekirdeği yağı, jojoba yağı gibi yağlar hafif yapıda olup cildi beslerken zeytinyağı ya da hindistan cevizi yağı kullanımı daha önce denemediyseniz önermem, gözenekleri kapatırlar.
  • Sivilceye yatkın bir cilt tipiniz var ise çay ağacı yağından bir kaç damla ile soğuk sıkım yağlardan birini karıştırıp kullanabilirsiniz.
  • Yağ öncesi zorunlu olmamakla birlikte bir bitki hidrolatı ya da suyunu da bulundurursanız cildin nem oranını da büyük ölçüde desteklemiş oluruz. Ben gülsuyu kullanıyorum (alkolsüz hatta yemeklerde kullanılmasında sorun olmayanlardan)

Sevgilerimle,
Bilge Maitri Aykut
bilge.aykut@windowslive.com

Yasemin Kuyucuk

2000 yılında ODTÜ Makine Mühendisliği’nden mezun oldu. Yoğun bir kurumsal hayat ve iki çocuklu anne rollerinde yıllar akıp giderken, 2017 yılında yoga ile tanıştı ve yoga giderek tüm yaşamına yayılan bir tutku oldu. 2018’de 200 saat Yoga Eğitmenlik eğitimini tamamladı. Daha sonra eğitimine Damla Dönmez ile pek çok yoga felsefesi ve Hatha yoga eğitimleri ile devam ederek, 2021’de 380 Saat İleri Seviye Yoga Uzmanlık Eğitimini tamamladı. Şu an 21 yıllık kurumsal hayatını sonlandırma kararı alarak, daimî bir yoga öğrencisi olmak ve öğrendiklerini paylaşmak istemektedir.

Yasemin Demirağlı

2011 yılında Anadolu Üniversitesi Moda Tasarımı bölümünden mezun oldu. Mezuniyetinden sonra 9 yıl Moda Tasarımcısı olarak çalıştı. AHBV Üniversitesi Moda Tasarımı bölümünde Yüksek Lisans eğitimine devam etmekte. 2. Seviye Reiki uzmanlığı eğitimini Hatice Çilli’den 2018 yılında aldı. 200 saatlik Yoga Eğitmenlik Eğitimini, Damla Dönmez Yoga Okulu’ndan 2019 senesinde aldı. Karma Yoga İzmit Okulu’nda yoga eğitmenliğine başladı. Bedeni güvenli bir şekilde destekleyen ve bedenin alışık olmadığı, yepyeni pozlar içerisine hızlıca sokmayı sağlayan Hamak Yoga Uzmanlık eğitimini 2020 yılında Prana Yoga Fly okulundan aldı. 380 saatlik İleri Seviye Yoga Uzmanlık Programını Damla Dönmez Yoga Okulu’ndan 2021 senesinde aldı. Yoga yolundaki ilerleyişini sürdürmek ve Yoga’nın faydalarını pek çok insanla paylaşabilmek amacıyla dersler vermekte, öğrettikçe öğrenmektedir.

Sepehr Roshanshomal

Sepehr Roshanshomal 1989 yılında Tahran’da doğdu. Çocukluk yaşlarında mistik konulara ilgi duymaya başladı ve meditasyonla çok erken yaşta tanıştı. Ortaokul ve lise yıllarında hem teorik hem de uygulama anlamında bu çalışmaları derinleşti. Üniversitede Mimarlık lisans eğitimini tamamlarken Hatha Yoga ve Mindfulness pratiklerine yoğunluk verdi. Mimarlık yüksek lisans eğitimi esnasında 200 saatlik Hatha Yoga Uzmanlık Eğitimini ve ardından 200 saatlik Yin Yoga Uzmanlık Eğitimini tamamladı. 2021 yılında Damla Dönmez’den 380 saatlik İleri Seviye Yoga Uzmanlık Eğitimini aldı. Uzmanlık eğitimlerinin paralelinde çeşitli yerlerde dersler vererek bilgisini paylaşmaktadır. Yoga ve doğal mimarlığın yanı sıra resim, video, heykel ve çeşitli sanat dalları ile yoğun bir şekilde ilgilenmektedir. “Meditatif Resim Çalışmaları“, hayatında farklı disiplinlerdeki çalışmaların ve deneyimlerin bir araya gelişinin bir meyvesidir. Birebir ve grup çalışmaları bünyesinde bu eğitimleri sunmakta, paylaşmaktadır.

Şengül Şanti Sönmez

2003, Anadolu Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliğinden mezun oldu. Çocuk yaşta eklem romatizması hastalığına yakalanması sonucu, doktorunun tedavi olarak sunduğu yaşam boyu spor tavsiyesiyle uzakdoğu sporları ile halen devam eden aktif spor hayatına başladı. Öğretmenlik yaptığı okullarda özel gereksinimli bireylere daha iyi bir eğitim verebilmek amacıyla İstanbul Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi gibi çeşitli üniversitelerin hareket eğitimi programlarına katıldı ve sonunda yolu yoga ile kesişti. Şivananda Yoga ekolünün felsefesi ve disiplinli yaklaşımını kendisine yakın hissetmesiyle Hindistan’ da bir aşramda eğitmenlik eğitimine kaydoldu ancak geçirdiği bir ameliyat sonucu gidemedi. İlk yoga eğitmenlik eğitimini 2009 senesinde İstanbul’ da Dada Açarya Hiranmayananda Avadhuta’ dan aldı, kendisine “Shanti“ (Barış) ismi verildi. Aynı yıl içinde Master Choa Kok Sui Basic Pranic Healing Kurslarına katılarak reiki şifası ve arhatik yogayla tanışmıştır. Yoganın başta sağlığın ve yaşama bütünsel yaklaşımının iyileştirici etkisini ilk elden deneyimlemesi sonucu öğrendiklerini paylaşma amacıyla eğitmenlik eğitimlerine çeşitli ekollerde devam etti. 2012′ de Agama Yoga Okulu Hatha ve Tantrik Yoga Eğitmenlik Eğitimini, 2018′ de Hara Yoga Okulu Şivananda Yoga Eğitmenlik Eğitimini, Thai Masaj, Hamak Yogası Eğitimlerini tamamladı. Son olarak Damla Dönmez’den 2021’de tekrar 200 saatlik Şivananda Yoga ekolünde Hatha Yoga Uzmanlık Eğitimini, 2022’de ise 380 saatlik İleri Seviye Yoga Uzmanlık Eğitimini tamamlamıştır. Damla Dönmez’ in kurucusu olduğu Güneş ve Ay Yoga Okulu’ nun çatısı altında Tasavvuf ve Yoga, Yoga Felsefesi ve Yoga Mitolojisi, Yoga Sutraları gibi çeşitli kurslara katılarak yoga ile iç içe yaşam serüvenine devam etmektedir. Aktif olarak iş yaşamına hareketin şifasını ve bütünsel yaşam felsefesini daha fazla insanla paylaşmak adına Pilates ve Yoga eğitmeni olarak devam etmektedir.

Sema Alevcan

ODTÜ Çevre Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Oluşum Drama Enstitüsü Drama Liderlik Programı’nı tamamladı ve aynı program çerçevesinde lider adaylarına dramada yapı ve teknikler üzerine dersler verdi. Özel okullarda drama öğretmeni olarak çalıştı. EkoOKul çalışmalarında “Çevre ve Drama” başlıklı uygulamalı eğitimler sundu. Drama alanındaki çalışmalarını kitap ve bildiri olarak paylaştı. Gönüllü olarak SenDeGeL derneği adına Gambiya’da proje koordinatörlüğü yaptı. ÖRAV’da çalışırken uluslararası Aflatoun Sosyal ve Finansal Eğitim proje koordinatörlüğünü yürüttü. Kendiyle buluşma yolunda; şiddetsiz iletişim, çocuklarla felsefe, sanat terapisi, masal anlatıcılığı eğitimleri aldı. Sinem Er ve Gül Dirican’dan Vinyasa Temel Uzmanlık; Hamsa Saraswati’den Hatha Yoga Temel Uzmanlık, Hamak Yogası, Thai Masaj ve Gayatri Ji’den Çocuk Yogası eğitimleri aldı. Damla Dönmez ile 380 Saat İleri Seviye Yoga Uzmanlık Programını tamamladı. Farklı STK’ların projelerine gönüllü olarak katkı vermeye devam ediyor. Kendine, bedene ve dile tanıklık yolları olarak tanımladığı drama, yoga ve şiddetsiz iletişimden aldığı ilhamla her yaş grubu için atölyeler ve eğitimler sunuyor.

Rezzan Durga Azer

Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü ve İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. Uzun yıllar üretim şirketlerinde Maliyet ve Yönetim Muhasebesi alanlarında çalıştı.
Yoga’ya 2015 yılında Asana dersleri ile başladı. 2017 yılında Sinem Er’den 200 saat Temel Vinyasa Uzmanlık Programı; 2018 yılında Çetin Çetintaş’tan İleri Seviye Asanalar, 300 saat İleri Seviye Yoga Uzmanlık Eğitimlerini aldı. 2019 yılında Hamsa Sarasvati’den aldığı derslerle Sivananda Yoga ile tanıştı; 2 yıl süreyle Sadhana derslerine katıldı, Hamak Yogası ve Yoga Nidra dersleri aldı. 2019’da Vipassana Kursuna katıldı. 2020 yılında yollarının kesiştiği Damla Dönmez’den online Temel Yoga Felsefesi, Yoga Sutralar Eğitimi, 200 saat Temel Uzmanlık ve 380 saat İleri Seviye Yoga Uzmanlık Eğitimlerini aldı. Pandemi döneminde başladığı Sivananda Yoga Peetham’ın Hindistan’daki Ashram’ından aldığı online derslere halen devam etmektedir.
Geleneksel yoganın ışık tuttuğu manevi çalışmalarında mantra okumaları önemli bir yer tutmakta olup, Lalita Sahasranama ve Vişnu Sahasranama Stotram başta olmak üzere birçok Sanskrit okuma kurslarına katılmıştır. Her seviyede verdiği yoga derslerinin yanında, görme engelliler için de gönüllü olarak yoga dersleri vermeye, Mahabharata Destanı ve Mesnevi Şerhi için düzenlediği online kitap okuma toplantılarına devam ediyor. Bilginin idrak olması niyetiyle öğretmenlerinin aktardığı bilgileri paylaşarak her daim öğrenci olma gayreti ile insan olma yolunda yürümeye devam etmektedir.

Nurdan Umā Dereli

2010 yılında Yoga ile tanıştı ve Yogayı derinlemesine öğrenme isteği 2015-2016 yıllarında vazgeçilmez bir tutkuya dönüştü. 15 yıllık çalışma hayatını tamamen bırakıp, 2 yıl yoğun bir şekilde farklı eğitmenlerden Yoga dersleri aldı. Yoga yolunu derinleştirmek adına farklı ekoller ve eğitmenlerden çeşitli eğitimler almaya devam ederken 2017 yılında 200 saatlik Geleneksel Hatha Yoga Eğitmenlik Eğitimini Hara Yoga bünyesinde tamamladı. Aynı yıl 16 saatlik Hamak Yogasında Uzmanlık Eğitimini aldı. 2021-2022 döneminde 380 Saat İleri Seviye Yoga Uzmanlık Programını Damla Dönmez rehberliğinde gerçekleştirdi. Hatha Yoga ve Hamak Yogası dersleri vermeye ve bitmeyen Yoga sevgisiyle öğrenme ve öğretme yolculuğuna devam etmektedir.

Nihal Nārāyanī Başaran

2007 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliğinden mezun oldu. Doğa ile yakın ilişki kurduğu küçük yaşlarından itibaren görünen ardına bakmaya odaklandı. İlgi alanları ve aldığı eğitimler ile neden, niçin sorularına cevap ararken Yoga ile tanıştı. 2018 yılında Temel Yoga eğitimi tamamlamakla birlikte Doğu-Batı arasında karşılaştırmalı sentezler ile aslında tüm yolların aynı yere çıktığını gördü ve görmeye devam ediyor. 2022 yılında Damla Dönmez ile 380 Saat İleri Seviye Yoga Eğitmenlik Eğitimini tamamlandı.
Yoga Sutralar, Bhagavad Gita, Upanişadlar, Şamanizm, Yoga Tarihi, Budizm, Zen, Felsefe, Nöroloji gibi metinler ve disiplinlerle insanı, varoluşu anlamaya yönelik yolculuğuna devam etmektedir. Analitik bakış açısı ve mesleğinin yanı sıra, denge kavramına odaklanmakta ve amatör olarak haiku yazmakta, müzik ve dansla ilgilenmektedir.

İlke Gauri Uçman Noble

2006 yılında Kocaeli Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 15 sene aktif otomotiv sektörü tecrübesi esnasında kendini daima sosyal bir mühendis olarak tanımladı ve hayatında analitik gelişimin yanı sıra felsefe ve sanata eşit yer ve zaman ayırmaya çalıştı. Şu anda halen yaşamakta olduğu Manchester bölgesinde ilk düzenli yoga eğitimine başladı. 200 saatlik Uzmanlık programını Advayta Yoga, Zeynep Aksoy ile tamamlarken eş zamanlı Chesire Yoga Tree Yoga Stüdyosunda farklı inziva, eğitim ve düzenli derslere katıldı. Damla Dönmez ile ilk defa Temel Yoga Felsefesi kursu ile tanıştı. Ardından Meditasyonda Derinleşme eğitimini onunla tamamlarken 2022 senesinde 380 saat İleri Seviye Uzmanlık Programından mezun oldu. Aynı zamanda Sema Alevcan ile Çocuk Yogası Eğitmenlik eğitimine katıldı.
Aktif olarak mühendislik hayatı ve eğitimlerine devam ederken, yogayı tüm uzuvlarıyla öğrenip öğretmeye de devam etmekte kararlı. Aynı zamanda, müzik, fotoğraf gibi sanatlarla ve İtalyanca ve Sanskrit dilleriyle de yakından ilgilenmekte. Çok yönlü bir disiplin olan yoganın tüm yönlerini hem öğrenci hem öğretmen rolleriyle keşfetmeyi ve yoganın bilgeliğini bilimin ışığıyla aydınlatmaya minik de olsa katkı sağlayabilmeyi hedeflemektedir.

Gülşah Ürken Parlak

2004 Yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği ve Kimya Mühendisliği bölümlerinden mezun oldu. Aktif olarak Otomotiv ve Enerji Sektörlerinde çalıştı. Profesyonel çalışma hayatının yanı sıra spor, sağlıklı beslenme ve felsefe alanlarında araştırmalar ve çalışmalar yaptı. 2008 yılında başladığı Felsefe lisans programını iş yoğunluğu nedeni ile bırakmak zorunda kaldı, ancak Bhagavad Gita öğretisi ve doğu felsefeleri, modern psikoloji araştırdığı ve çalıştığı konuların başında oldu.
Kickbox, crossfit ve snowboard gibi enerjisi yüksek sporlarla uğraşırken, peş peşe yaşadığı sakatlıklar üzerine 2015 yılında Yoga ile tanıştı. Tüm ilgi alanlarının Yoga çatısı altında birleştiğini fark etmesi, bu alanda derinleşme ve paylaşma motivasyonunu arttırdı. 2016 Yılında Prana Yoga’da Hatha Yoga, İntegral Yoga ve Restoratif Yoga üzerine 200 Saatlik Yoga Eğitmenlik Eğitimini tamamladı ve aktif olarak ders vermeye başladı. Asanalar üzerinde daha derinleşmek için 2017 Yılında Jiva Yoga’nın Iyengar Hizalamalar, Yoga Anatomi ve Hatha Yoga üzerine 200 saatlik Eğitmenlik Eğitimine katıldı. 2018 yılında Yoga Felsefesi ve Şivananda Yoga stilinde derinleşmek için Damla Dönmez ile 200 Saatlik Hatha Yoga Eğitmenlik Eğitimini alarak eşi Gökhan B. Parlak ile Kocaeli’de Karma Yoga Stüdyosunu kurdu. 2020’de Hariom Yoga’da Bora Ercan ile 250 Saat Meditasyonda Uzmanlık Programını, 2021’de Damla Dönmez ile 380 Saat ileri Seviye Yoga Eğitmenlik Eğitimini tamamladı. Kocaeli’de her seviyede Yoga derslerinin yanı sıra Meditasyon, Uzmanlaşma Eğitimleri sunmaya devam ediyor.

Gökhan Burak Parlak

Yoga ile ilk tanışması Kaya Tırmanışı, Skateboard, Slackline gibi bol bol sakatlandığı adrenalin dolu sporlar yaptığı doksanlı yıllarda oldu. Antrenmanlarına Yoga Asanalarını kullanmaya başladı. Yoga konusunda derinleşmek, uygulamaları daha bilinçli yapmak niyetiyle 2017 yılında Nejla Ceylan Özveren ve Didem Oylumlu ile 200 saatlik Yogada Uzmanlık Eğitimini tamamladı.
2018 yılında Prana Yoga Kocaeli şubesinin kuruluş aşamalarında yer aldı ve burada Yoga dersleri vermeye başladı. Eşi Gülşah ile birlikte ders verdikleri salonu devralarak Karma Yoga ismiyle ders vermeye devam etti. Aynı dönemde Damla Dönmez ile 200 saatlik Yogada Uzmanlık Eğitimini tekrarlayarak tamamladı. Sonrasında yine Damla Dönmez ile 380 saatlik Yoga ve Meditasyonda Uzmanlık eğitimini ileri seviyelere taşıdı.
Yaşamına öğrendiklerini önce uygulamaya sonra da talep edenlere aktarmaya çalışarak devam ediyor. Kurumsal iş hayatının yanında Karma Yoga İzmit’te Yoga dersleri vermeye devam etmektedir.

Ezgi Lakşmi Özdemir

2007 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden tam burslu olarak mezun oldu. Hayatla ilgili mana arayışı ve sorgulamaları nedeniyle yolda bir tavsiyeye kulak vererek yoga ile tanıştı ve zamanla bir yaşam biçimi haline geldi. Yoganın fiziksel pozlardan ibaret olmadığı bilinciyle, felsefi alt yapısında da derinleşmeye karar verdi ve 2018 yılında Hara Yoga bünyesinde 250 saatlik Sivananda Yoga Eğitmenlik Eğitimini tamamladı. Ardından Hamsa Saraswati ile Vedanta felsefesi ve Hamak Yogası eğitimlerini aldı. Yoga felsefesinde derinleştikçe taşlar yerine oturmaya ve aradığının dışarıda değil kendinde olduğunu fark etmeye başladı. 2019 yılında Hindistan’a giderek Rishikesh’te Yoga Nitekan Ashram ve Kerala’da Sivananda Yoga Vidya Peetham’da kalarak yoga asana ve meditasyon derslerine, Rishikesh’te Mooji’nin hakikat sohbetlerine katıldı. 2020 yılında Damla Dönmez ile yoga öğretisinin zihnin yapısı, nasıl çalıştığı ve meditasyonun inceliklerine dair en önemli eserlerinden olan Patanjali Yoga Sutralar üzerine 4 ay süren derin bir kursa katıldı. Bu kursa hazırlık olarak Damla Dönmez ile Temel Yoga Felsefesi Kursunu ve Sanskrit diline giriş kurslarını tamamladı. 2020 yılında Damla Dönmez ile yoga felsefesinin temel metinlerinden olan Bhagavad Gita eğitimini aldı. 2020 yılında Damla Dönmez ile “Tasavvuf ve Yoga” isimli kursa katılarak hakikat arayışının kadim öğretilerde nasıl paralellikte olduğunu, “Gerçek Tek, Yollar Çok” olduğunu öğrendi. 2021 – 2022 yılında Damla Dönmez ile 9 ay 16 gün süren 380 saat İleri Seviye Yoga Eğitmenlik Eğitimini tamamladı. Yogayı bir yaşam tarzı haline getiren bir yoga yolcusu olarak halen düzenli yoga ve meditasyon uygulaması, Damla Dönmez rehberliğinde çalışmaları devam etmektedir. Lakşmi, başka hayatlara olabildiğince dokunmak ve hizmet etmek istemektedir.

Erdem Korkmaz

Kendini, çevresini, dünyayı ve evreni anlamak için sorular sorarak ve bu soruların yanıtlarını aramaya çalışarak çeşitli fiziksel ve içsel yollardan, yolculuklardan geçti. Yogayla tanıştığı 2016 yılından itibaren, pek çok yanıtın aslında ‘orada, içeride’ olduğunu ve bunu keşfetme yolculuğunda yoganın değerli bir araç olduğunu sezmeye ve deneyimlemeye başladı. Yoga yolculuğunda derinleşmek amacıyla arayışta olduğu sırada yolunun kesiştiği öğretmeni Damla Dönmez ile 2019 yılına Temel Uzmanlık ve 2021 yılında İleri Seviye Uzmanlık Eğitimlerini tamamladı. Hatha Yoga, anatomi, fizyoloji, yoganın kökleri, tarihi, felsefesi, tasavvufla ilişkisi ve meditasyon üzerine eğitimler aldı ve almaya devam ediyor. Yoga ve Vedanta üzerine Yoga Sutralar, Bhagavad Gita ve Upanişadlar gibi temel eserlerin teorik okumaları, olmazsa olmaz pratiklerle birlikte pekiştirerek içselleştirmeye ve derinleştirmeye çalışıyor. Yaşam boyu yolculuk olarak tanımlayabileceği yoganın bilgisini hayatına yerleştirmeye ve öğrendiklerini bu yolu yürümeye istek duyanlarla paylaşma niyetindedir.

Çiğdem Altunok

1999 Deniz Harp Okulu Elektrik/Elektronik Mühendisliğinden mezun oldu. Bir yıl kadar askeri gemilerde çalıştıktan sonra (hayalindeki işin bu olmadığını keşfederek) sivil hayata geçiş yaptı. Elektrik Mühendisliği bölümünde Yüksek Lisansını tamamlayarak 16 yıl kadar özel sektörde çalıştı. 2017 yılında, iki çocuklu iş hayatı sırasında Gülşah Parlak sayesinde yogayla tanıştı ve sonrasında hayatında hep yoga yer aldı. Damla Dönmez ile 200 saat Eğitmenlik Eğitimini 2018 yılında, 380 saat İleri Seviye Eğitmenlik Eğitimini 2021 yılında tamamladı.
Şu an eşinin işi dolayısıyla Dalaman’da, aktif iş yaşamına uzak, çocuklarına ve yogaya yakın, mutlu mesut yaşamaktadır.

Bilge Maitrī Aykut

İzmir Ekonomi Üniversitesi Lojistik Yönetimi Bölümünden mezun oldu. 2020 yılında Damla Dönmez İle 200 saat Temel Yoga Uzmanlık Eğitimi, 2022’de 380 saat İleri Seviye Yoga Uzmanlık Eğitimini tamamladı. 2021 yılında Feride Mehdizade ile Yüz Yogası Eğitimini gerçekleştirirken aynı sene Hara Yoga’dan Hamak Yogası Eğitmenlik eğitimini aldı. Mandala sanatına olan ilgisi ile Aslıhan Aksun rehberliğinde meditasyonun bir başka yolunu da deneyimleme ve deneyimletebilme fırsatını yakaladı. Ses şifasına olan merakı sayesinde Cenk Güçbilmez ile yolları kesişti ve Ses Meditasyonu uygulatıcılığı yaşamında yer buldu. Halen devam etmekte olduğu Vedik Astroloji eğitimi ile Yoga felsefesini yaşam biçimine dönüştürmenin heyecanı devam ediyor. Her zaman öğrenmenin, öğretmenin ve şifanın taşıyıcısı olma gayesi ile bütüne hizmet yolunda çalışmaya niyet ediyor.

Berivan Şakti Çelik Uğur

2015 yılında Akdeniz Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümünden mezun oldu. 2018 yılında Yoga ile tanıştıktan sonra 2019’da ilk Temel Yoga Uzmanlık Eğitimini aldı. Pandemi döneminde Damla Dönmez’in ışığında Bhagavad Gita dersleri ile derin bir dönüşüm sürecinden geçti. Uzun tefekkürler içerisinde Yoga yapmaktan ziyade Yoga olma çabasını bırakmamak adına bu yolda olmaya niyet etti. 2020 yılında ikinci eğitmenlik eğitimini Damla Dönmez ile 200 Saat Temel Yoga Uzmanlık Programı ile yeniden aldı ve ardından 2022’de yine Damla Dönmez rehberliğinde 380 Saat İleri Seviye Uzmanlık programını tamamladı. Doğuştan gelen skolyoz rahatsızlığı vesilesiyle girdiği Yoga yolunda bedeni ile tanışıp uyumlanırken aynı zamanda içsel barışına yönelik eylemler ve zihinsel dönüşümler içerisinde olmaya devam etme gayesindedir. Yoga olma yolunda kendi deneyimlerini ve bu kadim öğretiyi de paylaşmak niyetindedir.

Ayşegül Ertan

Ayşegül ERTAN, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. Anestezi ve Reanimasyon uzmanı olup, Adli Tıp alanında doktora yaptı. Kamu Hastaneleri, Artı (Sağlık, Çevre, Kalite) Danışmanlık Şirketi, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ve Okan Üniversitesi Sağlık Bilimleri SHMYO’da öğretim üyesi olarak farklı dönemlerde hizmet verdi. Ayşe Nilgün Arıt’tan Temel ve İleri Şaman Eğitim Kursunu, Judith Malika Liberman’dan İçten Anlat ve Zihninden Çık, Bedeninle Anlat atölye çalışmalarını tamamladı. Aslıhan Aksun’dan Mandala Eğitmenlik Eğitimi, Efe Elmas’tan Masal ve Sembol Dili Eğitimi aldı. Damla Dönmez ile 200 Saat Temel Yoga Eğitmenlik Eğitimi ve 380 Saat İleri Seviye Uzmanlık Eğitimini tamamladı. Yüksek İhtisas Üniversitesi Tıp Fakültesinde “Bedenden Düşünceye Yaşam Hikayemiz” dersini vermekte olup, medikal yoga, nefes çalışmaları yanında, Sivil Toplum Örgütleri, üniversiteler ve kurumsal şirketlere “Koruyucu Sağlık Hizmetleri” alanında eğitimler vermeye devam etmektedir.

Ayşe Dönmez

Kendini arayış yolculuğunda diyabet, tansiyon, endişe ve kaygı gibi sağlık sorunları yaşarken yogayla karşılaştı. Beslenme şeklini değiştirerek kronik pek çok rahatsızlığının, kalp, tansiyon, vs. gibi ilaçlarını bıraktı. Bizatihi kendi üzerinde gördüğü şifayı insanlarla paylaşmak için Damla Dönmez ile 2018 yılında 200 Saatlik Temel Yoga Uzmanlık Eğitimini tamamladı. Annelik tecrübesinden de faydalanarak yaptığı yemeklerle insanlarla besin yoluyla şifayı paylaşmak ve hizmet etmek için Güneş & Ay Yoga Okulu bünyesinde eğitimler vermekte, paylaşımlarda bulunmaktadır.